Gullem Ne Demek? Bir Ekonomistin Gözünden Değer, Arz ve Algı Üzerine Bir Analiz Ekonomistler için her kavram, insan davranışlarının ve toplumsal düzenin ardındaki görünmez elin izlerini taşır. Kaynakların sınırlılığı, seçimlerin kaçınılmaz sonuçları ve değer algısının değişken doğası, hem piyasa ekonomisinin hem de gündelik yaşamın temelini oluşturur. “Gullem” kelimesi ise, her ne kadar halk arasında bir argo veya deyim olarak kullanılsa da, ekonomik açıdan bakıldığında insanların algısal değer üretimi ve piyasa davranışları hakkında derin ipuçları barındırır. Bu yazıda, “gullem” kavramını ekonomik perspektiften ele alarak, bireysel kararlar, toplumsal refah ve piyasa dengesi ekseninde yorumlayacağız. “Gullem”in Anlamı: Değerin Algısal Yüzü “Gullem” kelimesi, halk…
Yorum BırakGünlük Satırlar Yazılar
Etüt de Ne Yapılır? Siyaset Bilimi Perspektifinden Bir İnceleme Güç İlişkileri ve Etüt: Toplumsal Düzeni İnşa Etme Aracı mı? Bir siyaset bilimci olarak, toplumların nasıl şekillendiğini ve bireylerin toplumsal düzene nasıl entegre olduğunu her zaman sorgularım. Güç, iktidar ve vatandaşlık gibi kavramlar, toplumların temellerinde yatarken, bu yapıları dönüştüren süreçler de vardır. Peki, bir etüt, bu toplumsal yapıların oluşumunda hangi rolü oynar? Etüt, basit bir araştırma veya inceleme süreci gibi görünebilirken, aslında iktidar ilişkileri, kurumlar ve ideolojilerle derinden bağlantılı bir toplumsal araçtır. Etütlerin, daha büyük toplumsal düzene dair güç dinamiklerini nasıl şekillendirdiği üzerine düşündüğümüzde, bu sürecin sadece teknik bir işlemden çok…
Yorum BırakKapalı devre kayıt sistemi nedir? Birkaç kameradan çok daha fazlası Dostlar, itiraf edeyim: kapalı devre kayıt sistemlerine (CCTV) hep merakla, hatta biraz da tutkuyla bakarım. Çünkü mesele yalnızca “kamerayı tak, kaydı al” düzlüğünde değil; şehirlerin ritmi, apartmanların huzuru, işletmelerin sürdürülebilirliği ve hepimizin mahremiyet algısı bu sistemlerin görünmez hatlarından geçiyor. “Kapalı devre” dediğimizde aslında, görüntünün herkese açık bir yayın yerine belirli bir ağ içinde, yetkili kişilere sınırlı olarak aktarılmasını kastediyoruz. Peki bu görünmez damar sistemi nasıl doğdu, bugün nerede, yarın bizi nereye götürecek? Kökenler: Endüstriyel gözetimden kentsel güvenliğe İlk kıvılcım, yoğunlukla endüstriyel tesislerde ve kritik alanlarda atıldı. Amaç, riskli süreçleri uzaktan…
Yorum BırakKantincilik Belgesini Kimler Alabilir? Kurala Sadık, Adalete Aç, Değişime Israrcı Bir Eleştiri Kimin kantin işleteceğine, kimin ihaleye girebileceğine ve kimin çalışabileceğine dair kurallar—kâğıt üzerinde net görünüyor. Ama sahada işler o kadar pürüzsüz mü? Hayır. Kantincilik belgesi, ustalık, işyeri açma, hijyen ve nice “sertifika” başlığı arasında kaybolan girişimciler, eşit erişim arayan kadınlar ve gençler, hatta nitelikli ama belgeye takılan emekçiler var. Bu yazı, mevzuatın çerçevesini kabul edip uygulamadaki kör noktaları cesurca tartışmaya davet ediyor. — Kantincilik Belgesinin Çekirdeği: Belge Yığınının Arasında “Ustalık” ve “Hijyen” Okul kantinlerinin işletilmesi, Okul-Aile Birliği Yönetmeliği ile ihale süreçlerine bağlanır. 2023’te güncellenen düzenlemeye göre ihaleye girecek isteklilerde…
Yorum BırakTomografi mi Daha Zararlı, MR mı? Tarih, Bilim ve Güncel Tartışmalar Işığında Bir Değerlendirme Kısa Cevap Uzun Hikâye: İyonizan Radyasyon ve Güvenlik Çizgisi Bilimsel çerçeveye sadık kalırsak, Bilgisayarlı tomografi (BT/CT) iyonizan radyasyon kullanır; Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR) ise güçlü manyetik alanlar ve radyo dalgalarıyla görüntü üretir ve iyonizan radyasyon içermez. Bu nedenle “zarar” sorusunda ilk ayrım nettir: CT’nin kanser riskine katkısı düşük de olsa sıfır değildir; MR’da bu tür bir radyasyon riski yoktur. :contentReference[oaicite:0]{index=0} Tarihsel Arka Plan: Işınların ve Manyetik Alanların Uzun Yürüyüşü CT’nin klinik sahneye çıkışı 1971’de ilk beyin görüntüsüyle başlar; kuramsal temeller Allan Cormack’a, pratik atılım Godfrey Hounsfield’a…
Yorum BırakKamyonet En Fazla Kaç Ton Taşır? Geleceğin Yükünü Taşıyan Soruya Derin Bir Bakış Bir sabah kahvemi içerken aklıma takılan o basit ama derin sorulardan biriyle karşınızdayım: Kamyonet en fazla kaç ton taşır? Evet, kulağa sıradan bir soru gibi gelebilir ama bu konunun gelecekteki etkilerini düşündüğünüzde işin rengi değişiyor. Çünkü bu sadece bir ağırlık meselesi değil; lojistiğin, şehir planlamasının, teknolojinin ve hatta toplumsal rollerin kesiştiği bir yolculuk… Bugünün Cevabı: Sınırlı Kapasite, Sonsuz İhtiyaç Kamyonetler bugün ortalama olarak 1 ila 3.5 ton aralığında yük taşıyabiliyor. Hafif ticari sınıfında yer alan bu araçlar, şehir içi taşımacılıktan küçük işletmelerin lojistik operasyonlarına kadar geniş bir…
Yorum BırakSigorta İçin Hangi Evraklar Gereklidir? Güç, İdeoloji ve Toplumsal Düzen Bağlamında Bir Siyaset Bilimi Perspektifi Güç İlişkileri ve Toplumsal Düzen Üzerine Bir Perspektif Toplumlar, tarihsel süreç içerisinde ideolojiler, kurumlar ve iktidar ilişkileri üzerinden şekillenmiştir. Bu noktada, sigorta gibi günlük yaşamın bir parçası haline gelmiş olan kavramları, sadece ekonomik ya da bürokratik bir süreç olarak görmek eksik olur. Siyaset bilimi açısından bu tür kavramlar, toplumsal yapıları yeniden üretmenin ve güç ilişkilerini pekiştirmenin bir aracı olabilir. Sigorta işlemleri, kurumsal yapıların nasıl işlediği, iktidar biçimlerinin nasıl dönüştüğü ve vatandaşlık haklarının nasıl şekillendiği hakkında derinlemesine bir bakış sunar. Bireylerin sigorta işlemlerini gerçekleştirebilmesi için gereken…
Yorum BırakMerhaba sevgili okur! Kahveni al, rahat bir yere geç, çünkü bugün “Kâmil Osmanlıca ne demek?” sorusuna hem bilgiyle hem kahkahayla yaklaşacağız. Bir kelimeyi çözmeye çalışırken, kendimizi tarih, dil ve biraz da erkek-kadın iletişimi labirentinde bulacağız. Hazırsan, hem Osmanlı’nın inceliğine hem günümüzün mizahına dalalım! — “Kâmil” Kelimesi Osmanlıca’da Ne Anlama Gelir? Önce ciddi kısmı söyleyelim ki sonra gönül rahatlığıyla eğlenebilelim: Kâmil (كامل) kelimesi Arapça kökenlidir ve Osmanlıca’da “olgun, eksiksiz, yetkin, kusursuz” anlamına gelir. Yani biri sana “Sen tam bir Kâmil’sin!” diyorsa — cümlenin tonuna göre — ya seni yüceltiyordur, ya da “çok bilmişsin” diye hafiften iğneliyordur. — Bir Kadın ve Bir…
Yorum BırakNemize Gerek? Felsefi Bir İnceleme Filozofun Gözünden: Anlamın Derinliklerine Yolculuk Bir filozof olarak, dilin gücü ve anlamın içsel karmaşıklığı üzerine düşünmek her zaman büyüleyici olmuştur. Kelimeler, bazen düşündüğümüzden daha fazla anlam taşır; bazen de bir kelime, biz fark etmeden çok daha derin bir sorgulama yaratır. “Nemize gerek?” ifadesi de ilk bakışta basit bir soru gibi görünebilir, ancak felsefi açıdan bakıldığında bu ifadeyi anlamak, bireylerin varoluşlarına, değer sistemlerine ve dünyayı algılama biçimlerine dair derin bir sorgulama başlatabilir. “Nemize gerek?” sorusu, yalnızca bir ihtiyaç ya da arzu durumunu sorgulamakla kalmaz; aynı zamanda etik, epistemolojik ve ontolojik açılardan da önemli felsefi soruları gündeme…
Yorum Bırak[](https://turkeyoutdoor.org/mersin-gulnar-tanitimi-ve-dogal-ozellikleri/?utm_source=chatgpt.com) Gülnar, Türkiye’nin güneyinde, Akdeniz Bölgesi’nin Mersin iline bağlı bir ilçedir. Toros Dağları’nın eteklerinde, 950 metre yükseklikteki Taşeli Platosu üzerinde yer alır. İl merkezine yaklaşık 150 kilometre mesafededir ve denize 32 km uzaklıktadır [1]. Tarihçe Gülnar’ın tarihi, milattan önceki dönemlere kadar uzanır. İlk yerleşimlerin MÖ 7. yüzyılda Hititler tarafından kurulduğu düşünülmektedir. Sonrasında Asurlular, İranlılar, Mısırlılar, Romalılar ve Bizanslılar bu bölgeye hakim olmuştur. Günümüzdeki halkı ise 1230 yılında Orta Asya’dan gelen Türkmenlerdir [2]. Coğrafya ve İklim Gülnar, Akdeniz Bölgesi’nin Taşeli yöresinde yer alır. Doğuda Silifke, batıda Bozyazı, kuzeyde Mut, kuzeybatıda Karaman iline bağlı…
Yorum Bırak